SON DAKİKA
reklam
reklam

Kos Adası

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 26 Temmuz 2024, Cuma - 10:29   Okunma Sayısı:

(Tarih koridorlarında bir gezi)

Kesinlikle gitmeyecektim, ama bir karşılaştırma yapmak ihtiyacını hissettiğim için gitmeye karar verdim.  Kos veya eski adıyla İstanköy Adası, kıyılarımıza yaklaşık 3 mil mesafededir. Katamaran veya orta boy teknelerle yarım saat kadar bir sürede karşıya geçebiliyorsunuz.

Bir yandan körelmekte olan Yunanca bilgimi biraz canlandırmak amacıyla iki haftadan beri yoğun şekilde çalışırken, bir yandan da Ada’daki Osmanlı eserlerinin yerlerini, durumlarını, zamanın idarecilerini araştırıp notlar çıkarıyordum.

 

Kos Adası hakkında ilk bilgiler

Yüzölçümü 290 km2, Bodrum’a yaklaşık 17 km’dir. Ada’daki en yüksek tepe Dhikios, 846 m. rakımlıdır. Yerleşim tarihi Antik döneme kadar uzanıyor. Ada halkı M.Ö. yıllarda Delos Birliği’ne katılmıştır. M.Ö. 336’da Büyük İskender’in hâkimiyeti altına girmiş, daha sonra Roma İmparatorluğu’na bağlanmıştır.

Ada, 9’uncu yüzyılda Arap akınlarının hedefi olmuşsa da Latin egemenliğine boyun eğmek zorunda kalmış, 1258’de Bizans’a bağlanmıştır. Rodos’a yerleşen Saint Jean şövalyeleri, 1315 yılında Ada’yı alarak kendilerine bağlamışlar, limanı ve bir köprü ile şehire bağlanan kaleyi tahkim etmişlerdir. 1391-1396 yılları arasında Yıldırım Bayezid’in akınlarına karşı koyabilmek amacıyla kalenin güneydoğu ve güneybatı kısmına iki kule inşa etmişlerdir. İstanköy Adası yaklaşık 200 yıl kadar Şövalyelerin egemenliğinde kalmıştır.

 

Osmanlı dönemi

İstanköy Adası, ilk ciddi Osmanlı hücumu ile 859’da (1455) karşılaşmıştır. Hamza Bey idaresindeki donanma buraya saldırarak Andimahya Kalesi’ni muhasara ve tahrip etmiştir. 1522 yılındaki Rodos’un fethi sırasında anlaşma şartları gereği İstanköy Adası da 1523 yılında Osmanlılara terkedilmiştir.

alınır alınmaz buraya bir kadı, dizdar ve yeterli muhafız gönderilmiş, en büyük ve müstahkem kalesi olan Narence tamir edilmiş, Ada’nın Ortodoks halkı kale dışındaki varoşta ikamet etmek üzere serbest bırakılmıştır.

Pîrî Reis’in verdiği bilgilere göre Ada, dağlık ve ovalıktır. Dört müstahkem kalesi vardır. Asıl kale Narence,  Anadolu sahilleri karşısında olup limanın hemen yanında yer almaktadır. Diğer kaleleri Andimahi, Kefalos ve Pili adlarını taşır.( Kitâb-ı Bahriye, II, 491-498)

Narence Kalesi’nin kapısı Lonca meydanına açıldığı ve burada Hipokrat ağacı olduğuna inanılan bugün de mevcut çınar ağacı yer aldığı aynı eserde belirtilmiştir.

Osmanlı idaresi altına girdikten hemen sonra yapılan tahrire göre Kal‘a-i Narence, Nefs-i Narence adlarıyla anılan kasabada 2500 Hristiyan nüfus, Kale’deki 297 muhafızla birlikte 1000 civarında da Türk nüfus sayılmıştır.

1570’lerden sonra Kos limanı ve Kalesi, Osmanlı donanmasının önemli deniz üslerinden biri haline gelmiştir. Deniz seferlerinin artmasıyla birlikte bir ara Naksos (Nakşa) sancağına sonra Rodos’a bağlanmıştır (989/1581).

Seyahatname’de Ada’nın sulak ve otlak olduğundan, bol miktarda narenciye ürünü yetiştirildiğinden ve Anadolu’dan Türkmen obalarının buraya gelip yerleştirildiğinden söz edilmiştir.(Seyahatnâme, IX, 214-226)

 

Arşiv bilgileri

Kanuni Sultan Süleyman zamanında Ege Denizi’nde adaların işgaliyle ilgili büyük operasyonlar yapılmıştır. Sadece o dönemin donanma imkân ve kabiliyetleriyle bir adanın işgal edilmesinin zorluğu ve ne kadar cana mal olduğu tarih kitaplarında yazılıdır. Konumuz İstanköy olduğu için Ada’nın ele geçirilmesinden sonra kurulan idari düzen ve yönetimin korunması için yoğun özen gösterilmiştir. Payitaht İstanbul’dan gönderilen ferman, emir ve mahkeme hükümlerinden bazı örneklere burada yer vermek istedim:

 

1.Girne (Gireniye) Kalesi önünde evlerin bulunduğu, düşmanın bu evleri metris gibi kullanmasının mümkün olduğu, Kale’nin gözetleme sahasını körelten, top atışlarını engelleyen ve düşmanın yaklaşmasına imkân veren evlerin olduğu ifade edilerek yıkılmasının uygun olacağı Şehzade Murad’ın Lalası Ferruh Bey’e arz edilmiş. Hemen hüküm yazılmış.

Rodos Beyi’ne, İstanköy Kadısı’na ve Kale-i Narince (İstanköy’de) Dizdarı’na hüküm:

Yıkılmasını bildirdiğinizi iş’ar etmekle (yazıyla belirttiğiniz) kaleye zararı olan yerlerin hemen yıkılması. (Hicri 12.08.979,  M: 30.12.1571, Fon: ADVN. SMHM. D.   Kutu: 18,    Kutu: 185

  1. İşgal edilen yerler Osmanlı İmparatorluk merkezine uzak olunca resmi görevlilerden bazıları kendi başlarına buyruk olabilmişler. Benade Kalesi Müstahfızı Mehmet, reayaya zulmetmiş ve Kale duvarını yıkarak üzerine değirmen yaptırmış. Konu şikâyet edilince Rodos ve İstanköy kadılarına hüküm gönderilerek “…mahkemeye verilmeleri…” istenmiştir. Hicri: 29.07.989, M: 29 Ağustos 1581,    Fon: A. DVN. SMHM,    Kutu: 42,     Gömlek: 3.      

 

Muhafaza ve tedbirler

  1. Hem seferlerin devam ettirmek hem de ele geçirilen yerlerde kontrol ve nizamı sağlamak amacıyla dolaştırılan kadırgalar, periyodik olarak bakıma alınsa da bazen arızalar ortaya çıkabilmiştir. Ümera-i Bahriye’den (Deniz Kuvvetlerinin üst düzey komutan ve yöneticilerinden) Memi Paşazade Ebubekir Bey’in görev sırasında süvar olduğu kadırgasındaki toplardan birinin namlusu gülle atışı sırasında parçalanmış.

Dersaadet’ten İstanköy Kadısı Muhammed Efendi’ye ve İstanköy Kalesi dizdarına gönderilen emirnamede “İstanköy Kalesi’ndeki toplardan birinin hemen alınarak adı geçen kadırgaya konulması” emredilmiştir. Hicri: 12.08.1104,   M: 18 Nisan 1693,    Fon: İEBH,          Kutu: 5,       Gömlek: 438

  1. İstanköy Adası’nın muhafazası için piyade ve süvari erlerinden müteşekkil 10 kişilik bir birlik oluşturulmuş. Bunların tayinat emirleri hazırlanmış. H 29.02.1244, M: 10 Eylül 1828, Fon: C. AS. Kutu: 46,       Gömlek: 2137
  2. İstanköy Narince Kalesi’nde muhafaza edilen cephane ve her nevi harp mühimmatının düzenli olarak yoklamalarının yapılması, sarf edilen mühimmatın senetlerle ve defterlere işlenmesi ve birer suretlerin İstanbul’a gönderilmesi emredilmiş. H 02.11.1245, M: 25 Nisan 1830,          Fon: C. AS.      Kutu: 69,       Gömlek: 3240
  3. İstanköy Adası’ndaki diğer kale Taranca’nın muhafızları ek mühimmat talebinde bulunmuşlar. İstanbul’dan gelen buyrukta, “Kale için gönderilen edevat ve mühimmatın miktarı, kalenin cesameti (büyüklüğü), top adedi ve diğer özellikleri dikkate alınarak belirlenmiştir.

Bu nedenle Ada meclisince istenen mühimmat ve malzemenin irsaline gerek yoktur” denilmiştir. H 02.08.1264,   M. 04 Temmuz 1848,   Fon: MVL,      Kutu: 25,     Gömlek: 36

  1. Rodos Kalesi’ne gönderilen kalebentler sık sık firar ediyorlarmış. Devlet, önemli suçluların İstanköy ve Midilli Kalelerine nakledilmesini buyurmuş. H 08.06.1319, M: 18 Kasım 1901, Fon DH. TMIK.    Kutu: 35,        Gömlek: 27

 

Donanma gemilerinin İstanbul’a gidişleri

  1. Sakız ve İstanköy Adalarında bol narenciye üretimi yapılmaktadır. Osmanlı donanma gemileri bakım, onarım ve ikmal için İstanbul’a dönerlerken Padişah için Sakız ve İstanköy adalarından toplanan 14.000 okka (17.962 kg) limon suyu, ağaç kavunu, frenk limonu, limon mürekkebi, turunç ve sair meyvelerden de İstanbul’a götürürmüş. Bedeli olan meblâğın mukataadan mahsubunun, artan paranın hazineye geri verilmesi istenmiştir. H 12.01.1175, M: 13 Ağustos 1761,      Fon: C. SM.      Kutu: 74,      Gömlek: 3734

 

Sürgün yeri

  1. Bir Hristiyan ile fiil-i şen’ide bulunmasından dolayı Hatice isimli kadın İstanköy’e nefyedilmiştir (sürülmüştür). H 23.05. 1208, M: 06 Aralık 1793, Fon:  C. ZB.     Kutu: 6,     Gömlek: 295
  2. Kuşadası’nda karantina usulünün bozulmasına çalışan üç kişi yakalanarak İstanköy’e nefyedilmiştir. H: 21.03.1254, M: 14 Haziran 1838, Fon: C. SH.     Kutu: 12,      Gömlek: 596
  3. Bulgaristan Köstendil kazası Kursova köyünden İlya, hudut bölgesinde tecavüzkâr hareket ederek silah atmış. Yakalanıp mahkemesi görülen kişi İstanköy’de 10 yıl süreyle kürek cezasına çarptırılmıştır. H 24.08.1298, M: 22 Temmuz 1881, Fon: Y.A.RES.    Kutu: 12, Gömlek: 17

 

İngiltere’nin ilgi ve merakı

  1. Verimliliği ve stratejik bir üs olması nedeniyle Osmanlı’nın hep göz önünde bulundurduğu İstanköy Adası’nı İngilizler de çok merak etmeye başlamışlar. Bodrum Limanı’nda bulunan İngiliz Bahr-i Sefid filosunun ümera (Amirler, komutanlar) ve zabitanı (subaylar), İstanköy Adası’ndaki Narince Kalesi’ni görmek istemişler. Resmi yollardan yapılan müracaat kabul edilmiş. H 23.04.1310, M: 14 Kasım 1892,    Fon: Y. MTV.       Kutu: 70,     Gömlek: 134
  2. İtilâf Devletlerine ait dört savaş gemisi İstanköy tarafından gelerek Bodrum civarını bombalamış. Bir cami ile birkaç hane hasar görmüş. H 01.04.1334, M: 06 Şubat 1916, Fon: DH. EUM. 3 Şb.  Kutu: 11,     Gömlek: 42

 

Osmanlı Egemenliği

1523’ten 1912 İtalyan işgaline kadar İstanköy (Kos) Adası, 389 yıl Osmanlı Devleti’nin hükümranlığı altında kalmıştır. Sadece “Müslüman” olarak anılan ve “Türk” kimlikleri görmezden gelinen İstanköy Türkleri, anadillerini unutmamak için mücadele vermektedirler.

Kıbrıs olaylarından sonra İstanköy’deki Türk okulu kapatılmış, Türkler üzerinde büyük bir baskı oluşturulmuştur.  

 

 

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam