SON DAKİKA
reklam
reklam

Okulda başarısızlık (Alıntıdır)

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 14 Haziran 2024, Cuma - 01:15   Okunma Sayısı:

    Eğitim sistemimizin çeşitli vesilelerle kesintiye uğraması, MEB’lığında Bakan sirkülasyonunun fazla olması gibi nedenlerle eğitimimizin yeterli seviyede ve istenen doğrultuda olmadığını daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Harp Okulu yıllarımdaki öğrencilik hayatımı, mezuniyetten sonra aynı okulda üç yıl süreyle eğitim sistemine dahil edilmemi ve 1984-1987 yıllarında ders vermek üzere İskenderun Belen’de gittiğim lisedeki eğitim sistemini gözlerimin önüne getiriyorum.

 

    Şimdi deprem nedeniyle eğitimde fasılalarla ilerleyen bir gidiş var. Özellikle üniversitelerimizde okuyan gençlerimizin feryatları, bir an önce çözüm ister niteliktedir. Bu çocuklar ailelerinden aldıkları ve kıt kanaat sürdürdükleri öğrencilik dönemlerinde yeteri kadar beslenememe, kültür faaliyetlerinden istifade edememe ve arkadaşlarıyla günlük faaliyetlerini paylaşamama gibi sıkıntılar yaşamaktadırlar.

 

    Hepimiz öğrencilik yıllarımızı tamamladık ve bugün iş güç sahibiyiz. Hâlâ okuyanlarımız da vardır. Yabancı dil kurslarına giden, dershanelere gidip sınavlara katılanlarımız bile var. Bazılarımız, masterli, bazılarımız ilkokuldan ayrılma, bazılarımız yurt dışında tahsil görmüş ve orada meslek sahibi olmuş olabiliyor. Veliler için faydası olabileceğini düşündüğüm bir yazıdan alıntılar yapıyorum. 

 

Gelecekteki başarı

    Okul başarısızlık gelecekteki başarıyı etkiler mi? Okul başarısızlığı ile okul sonrası başarısızlık ilişkili midir? Bu konuda yapılmış çok sayıda araştırmanın bir başka boyutu; eserleri ve fikirleri ile zamanın ötesine geçmiş olan çoğu dâhinin ezber bozan inanılmaz hayat hikâyelerinde gizlidir...

    Belki de çoğumuzun bilmediği bu hikâyeler adeta okul başarısı ve okul sonrası başarının ilişkili olmadığını söyler niteliktedir. Düşünme yeteneği kuşku götüren, çaldığı kapılar yüzüne kapanan, kusurlu, yetersiz, asosyal, beceriksiz görünerek çocukluk ve gençlik yıllarında başarısızlığı defalarca tadarak geçiren, hatta çoğu zaman alay konusu olan dünün çocukları, bugünün insanlık tarihine damgasını vuran unutulmaz dehalar olmuşlardır...

 

Dehalardan bazıları

    Elektrik lambası, gramofon ve sinema kamerası gibi pek çok önemli buluşlara dair aldığı 1000’den fazla patent ile gelmiş geçmiş en ünlü bilim adamı olan Thomas Edison’un okul hayatı başarısızlıklarla doludur. Öyle ki, Michigan Port Huran ilkokulundaki öğretmeni, Thomas Edison için “O beyinsiz bir çocuk ve hiçbir işte başarılı olamaz” diye ailesine mektup yazmış ve ailesi Edison’u okuldan almıştır.

    Politikacı, yazar, diplomat, bilim adamı, kâşif, Amerika Bağımsızlık Bildirgesi’nin düzenleyicisi ve Amerika’nın kurucularından biri olan ve hatta 100 dolarlık banknotların da üzerinde fotoğrafı bulunan Benjamin Franklin ise Boston Latin okulunda iki yıl okuduktan sonra 10 yaşında okulu bırakmıştır.

    Yalnızca Amerika’nın değil, dünyanın yetiştirdiği en büyük basketbol yıldızı Michael Jordan lise ikinci sınıfta; kendisinin bu konuda yetenekli olmadığını, boyunun kısa olduğunu söyleyen antrenörü tarafından okul basket takımına alınmamıştır.

    Gençliğinde okumak istediği üniversitelere ya kabul edilmeyen ya da kabul edildiklerinde okulu yarıda bırakan genetik biliminin kurucusu Gregor Mendel hakkında ise bitiremediği üniversitenin profesörlerinden biri şunu yazıyor: “Mendel’de, bir bilim adamı için gerekli olan berrak düşünebilme yeteneği yok.”

 

Devam edelim mi?

    Henüz yirmi yaşını doldurmadan buharlı motor çarkının patentini alarak büyük bir başarıya imza atan ve yaşamı boyunca elde ettiği inanılmaz başarılar ve 400’den fazla icatla benzeri az bulunan bir sanayi imparatorluğu kuran George Westinghouse ise; yeteneksiz, çalışmayı sevmeyen ve aptal biri olduğu gerekçesiyle okuduğu kolejden uzaklaştırma alıyor.

    Time dergisi tarafından “Yüzyılın İnsanı” seçilen, Nobel ödüllü fizikçi Albert Einstein ise 15 yaşındayken lise eğitimini yarıda bırakıyor. Bir sonraki yıl eğitimini sürdürme kararı alarak Swiss Federal Institute of Technology sınavına giriyor. Ancak bu sınavda da başarısız oluyor ve lisesine geri dönüyor.

    Öğretmenlerinin “ablak suratlı bir tembel” diye tarif ettiği Balzac, başarısızlığı yüzünden annesi tarafından Eton Koleji’nden alınmıştır. Arthur Wellesly, Waterloo Savaşı’nda (1815), Napoléon Bonaparte’ı yenerek büyük bir zafer kazanmıştır.

Keman tutuşunu gören hocası tarafından “Müzisyen olamaz” damgasını yiyen Dünya Müzik Tarihi’nin gelmiş geçmiş en büyük isimlerinden klasik müzik bestecisi Beethoven’i de burada zikretmek gerekir.

 

Sanatın ve siyasetin içindekiler

    İçinde öğrenme isteği olmadığı gerekçesiyle kolejden atılan “Savaş ve Barış” adlı başyapıtın yazarı Leo Tolstoy’u hatırlayalım. Askeri liseye en düşük dereceyle ancak üçüncü denemesinde giren Sir Churchill’i, dönemin otoriteleri tarafından yetersiz bulunan Dali’yi ve Verdi’yi, öğretmeni tarafından kocaman ağzı yüzünden “Torba Ağız” lakabı ile çağrılan Armstrong’u ve ilk başvurduğu müzik stüdyosu patronundan, “… git ve kamyon şoförlüğüne devam et” sözleriyle kovulan Elvis Presley’i de hatırlayalım…

 

Seçimden mi kaynaklanıyor?

    Sanatın, siyasetin, edebiyatın, müziğin ve bilimin dâhilerinin ve büyük ticaret dehalarının akıl almaz hikâyelerinin sebebi yanlış okul seçimi midir, yanlış yönlendirmeler midir bilinmez. Bildiğimiz bir şey var ki, okulda öğretmenlerinin şikâyet ettiği, uyum sorunu yaşayan, merakıyla ya da tam tersi dalgınlığıyla sınıfın ahengini bozan, başarı gösteremeyen bir çocuğunuz varsa ondan asla vazgeçmeyin. Onu anlamaya, tanımaya ve şifrelerini çözmeye çalışın.

    Heyecan ve tutkuyla dolduğu bir alan ve bu alana dair sıra dışı fikirleri, hayalleri, planları varsa onu asla küçümsemeyin ve hatta koşulsuz destekleyin. Çünkü evinizde bir Benjamin Franklin, bir Gregor Mendel, bir Beethoven, bir Balzac, bir dâhi yaşıyor olabilir.

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam