DEVA Partisi İstanbul yönetimini seçti

DEVA Partisi İstanbul 1. Olağan kongresinde yeni il yönetimi belirlenirken, atama yöntemiyle il başkanlığı görevine getirilen Ali Hakan Ağaoğlu, delegelerin oylarıyla seçilmiş il başkanlığı dönemine başladı.

Maltepe Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen kongreye Genel Başkan Ali Babacan eşi Zeynep Babacan’la birlikte katılırken, Maltepe Belediyesi adına ev sahipliğini Belediye Başkan Yardımcısı Nimet Karabulut yaptı.

“İstanbul çözüm

bekleyen bir şehir”

Ali Hakan Ağaoğlu, kongrede yaptığı konuşmada şunları söyledi; “Birlik ve beraberlik ruhu DEVA partisinin en önemli özelliklerinden biridir.  Bizler de İstanbul’da partimizin bu misyonunu en iyi şekilde temsil etme gayretindeyiz. İstanbul yıllardır devam eden kötü yönetimlerin bir sonucu olarak ne yazık ki keşmekeş içerisindedir. Birçok sorunları olan ve bunlara çözüm bekleyen bir şehir haline gelmiştir.

DEVA Partisi olarak İstanbul için ortak akla dayanan kalıcı çözümlere imza atmak için gerekli olan projelerin iyi şekilde hazırlıyoruz. Bırakın konforlu yaşamayı, insanı şartlarda yaşamaya bile imkan vermeyen İstanbul için akılcı projeler üretmenin çalışmalarını yapmaktayız.

Kaçınılmaz deprem gerçeği ve akıl almaz kentsel dönüşüm yanlışlıkları ulaşım sıkıntılarıyla, suç oranlarındaki her geçen gün artan yükselişle, işsizlik ve insanlarımızın beslenme problemleriyle ve kronikleşmiş bir çok sorunlarla boğuşan İstanbul’da hemşerilerimize en iyi yaşam şartlarını hazırlamayı bir borç biliyoruz” dedi.

Ali Babacan’dan

İktidara eleştiri

DEVA Partisi genel merkez yönetiminin büyük çoğunluğunun katıldığı kongrede konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan AK Parti iktidarının icraatlarını eleştirdi.

Türkiye’nin adeta bir sömürge ülkesi görüntüsü verdiğini vurgulayan Ali Babacan şunları söyledi; “Türkiye bir sömürge ülke mi? Bu ülkenin vatandaşları bir sömürge valisinin boyunduruğu altında mı yaşıyor? Biz bağımsız, egemen bir ülke değil miyiz? Fakat, belli ki iktidardakilerin zihin dünyası farklı bir noktada. İktidarın başındakiler, ekonomi yönetimin başındakiler belli ki bu millete farklı bakıyor. Çıkıyorlar, ekran karşısında, ‘Yurt dışına gidenler zaten ayrıcalıklıdır’ diyorlar. ‘İmkânı olmayan biri nasıl yurt dışına gitsin’ diyorlar. ‘Madem imkânı var, ödesin yüksek harcı’ diyorlar. Gerçekten çok yazık. Bu zihniyet, gençlere ‘Çıkar telefonunu’ diyenlerin zihniyetinden farksız. Bu zihniyet, kendi vatandaşlarına ‘Çıkar bakalım pasaportu, paran yoksa o pasaportun cebinde işi ne?’ diyen bir zihniyet. Öğrencilere, emeklilere, ‘Haddini bil, senin neyine iyi bir hayat yaşamak’ diyen bir zihniyet. Biz de buradan ‘Hayır!’ diye haykırıyoruz. Siz zenginleşirken, yanı başınızdakiler zenginleşirken, bu ülkenin vatandaşları, çalışanlar, emekliler insanca bir yaşamdan geri kalıyor.”

“Asıl problemimiz

şeffaflık”

Ali Babacan, Türkiye’nin en önemli problemlerinden birinin şeffaflık olduğunu belirterek “Defalarca söyledim, tekrar ediyorum. Güven nasıl kazanılır? Şeffaflık olmadan, güven olmaz. Güven olmadan da ekonomide başarı gelmez. Geçen hafta epey bir TÜİK konuşuldu değil mi memlekette? Kimsenin pek tanımadığı, bilmediği bir başkan vardı, şöyle bir kamuoyunun önüne çıktı ki millet ‘Eyvah, TÜİK’in başına böyle birisi mi varmış?’ dedi. Ta zamanında görevlendirilmiş, hükûmetin tanımıyla malum görev adamlarından bir tanesi. ‘Enflasyonu indir’ diyor indiriyor, ‘Düşür’ diyor, düşürüyor” ifadelerini kullandı.

Babacan TÜİK’e de bir parantez açtı ve; “Şeffaf olmayan sadece TÜİK değil. Ben şimdi buradan ülkeyi yönetenlere, başta Sayın Erdoğan’a soruyorum, ekonomi yönetimine soruyorum: Tamam TÜİK şeffaf değil, son bir haftada millet de iyi anladı sanırım ama arkadaşlar, Merkez Bankası da şeffaf değil. Merkez Bankası niçin yaptığını ettiğini açıkça ortaya koymuyor. Niçin bu ülkenin Merkez Bankası hâlâ arka kapıdan döviz alıp satmaya devam ediyor. Özellikle de yeni ekonomi yönetimine seslenmek istiyorum: Yeni ekonomi yönetimindeki arkadaşların bir kısmı, ben ekonominin başındayken bizim ekipteydi değil mi? Biz 13 yıl neden Merkez Bankası’nın verilerini anlık yayınladık da siz bunu saklıyorsunuz?” dedi

“Milletimizin direnişi

darbeyi engelledi”

Konuşmasında 15 Temmuz hain darbe girişimine de değinen Babacan; “15 Temmuz 2016 gecesi, demokrasimize karşı gerçekleşen hain darbe girişimi, milletimizin direnişiyle engellendi. 251 şehidimiz, demokrasiyi savunmak için hayatını kaybetti. Binlerce insanımız yaralandı. Milletimiz, o gece devleti ayakta tuttu. O gece vatandaşlarımız demokrasi aşkıyla sokaklara çıktı. O gece, binlerce insanımızın güçlü direnci sayesinde, darbeciler amaçlarına ulaşamadılar. Halkımızın sağduyusu, cesareti ve demokrasi sevdası, tankların önüne set çekti. Darbeciler, milletimizin bedeniyle ördüğü o kutlu duvarı aşamadılar. Cümle alem bir kez daha gördü ki; gücünü tankların paletinden alanlar, gücünü haktan ve meşruiyetten alanları asla geçemezler. 251 şehidimizin bize bir emaneti var, bizim de o emanete sahip çıkmamız gerekiyor. O emanet nedir? O emanet, Türkiye'nin bir daha sabah erken kalkanın, gece geç yatanın darbe yapacağı bir ülke olmasına izin vermemektir. O emanet, tankların gölgesinde, namluların ucunda darbe planları yapanların, bütün heveslerini kursaklarında bırakmaktır. O emanet, halkın oylarıyla seçilmişleri, silahla, baskıyla sindirmeye çalışanlara göz açtırmamaktır. O emanet, devlet kurumlarına yapılan personel alımlarında sadece ve sadece liyakatı esas almaktır” dedi.

“Biz çözümle geliyoruz,

diğerleri öfkeyle”

 Ali Babacan daha sonra şunları söyledi; “Ülkemizdeki siyaset tablosuna şöyle bir bakıyoruz: Biz çözümle geliyoruz, diğerleri öfkeyle geliyor. Biz ‘birleştirelim’ diyoruz, diğerleri ayrıştırmaya geliyor. Biz barıştırmaya geliyoruz; diğerleri kavgaya geliyorlar. Bakın, ben bunu sadece iktidar için söylemiyorum, muhalefetin de bir kısmı için söylüyorum. İkisi de aynı öfke siyasetiyle, aynı yöntemlerle, ayırarak ayrıştırarak geliyorlar. DEVA, bu ayrıştırıcı siyaset dönemini kapatmak için burada. Milli değerlerimizi istismar eden bir siyasete bizde yer yok. Dinimizin kutsallarını sömüren siyasete bizde yer yok. Şiddet siyasetine, öfke siyasetine bizde yer yok.”

“Bu ülkeyi, şiddete de

ırkçılara da otoriterlere de

teslim etmeyeceğiz”

“Ülkenin iktidarı da muhalefeti de bakıyoruz, çıkar neredeyse orada. Biz, milletimize başka bir yolun mümkün olduğunu göstermek için dört yıl önce yola çıktık. İnsani değerleri, hakkı hukuku; hiçbir ayırım yapmadan, herkes için savunarak DEVA Partisi’ni kurduk. Emin olun, ilk gün partimizi nasıl kurduysak; yarınların birlik beraberlik içindeki Türkiye’sini de yine hep beraber öyle kuracağız. Bu ülkeyi, şiddeti savunanlara da ırkçılara da otoriterler eğilim gösterenlere de asla teslim etmeyeceğiz. Kimsenin şüphesi olmasın.”

Ali Hakan Ağaoğlu başkanlığındaki il yönetiminde şu isimler yer aldı;

Ahmet Özkarabulut

Aysun Karabulut

Ayşe Ateş

Baha Akçura

Burak Palut

Danyal Toprak

Ekrem Yılmaz

Emre Kurt

Erkan Abdar

Erkan Yüksel

Eyüp Çetinkaya

Gani Akmeşe

Gülçün Karal

Güney Ata

Güven Doğruel

Saniye Yaygan Şan

Hikmet Baki

Huriye Bilge Uçar

İbrahim Avcı

İbrahim Tuna

İbrahim Subaşı

İmdat Ali İpek

İsmail Özcan

Kadir Fil

Lokman Apaydın

Mehmet Çelik

Mehmet Tahincioğlu

Muhammet Ali Karakaş

Mustafa Avcı

Müfide Boğazlıyanlıoğlu

Nalan Ilgın

Nedim Ayanoğlu

Nuri Beğendik

Osman Akkoç

Ömer Kabil

Ömer Agül

Resul Özal

Selçuk Dağdevir

Sevda Saydam İrgin

Sultan Otlu

Yıldız Özgüven

Ufuk Taşçı

Umut Güneş

Vedat Uçgun

Zehra Gökçaylar

Zeliha Aksoy

Gülay Öcalan

Zeki Çelik

A Caner Sandıkçı

Mesut Bulut